SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

HUDUD BAHSİ

<< 1704 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

33 - (1704) وحدثنا أبو الطاهر. أخبرنا ابن وهب. قال: سمعت مالكا يقول: حدثني ابن شهاب عن عبيدالله بن عبدالله بن عتبة، عن أبي هريرة وزيد بن خالد الجهني؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم سئل عن الأمة. بمثل حديثهما. ولم يذكر قول ابن شهاب: والضفير الحبل.

 

{33}

Bize Ebû't-Tâhir de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Mâlik'i şunları söylerken işittim: Bana İbni Şihâb, Ubeydullah b. Abdillâh b. Utbe'den, o da Ebû Hureyre ile Zeyd b. Hâlid El-Cüheni'den naklen rivayet etti ki,

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e cariyenin hükmü sorulmuş...

 

Râvi yukarıki iki râvinin hadîsi (1703) gibi rivayette bulunmuş; fakat İbni Şihâb'ın : «Dafîr iptir.» sözünü anmamıştır.

 

 

(1704) - حدثني عمرو الناقد. حدثنا يعقوب بن إبراهيم بن سعد. حدثني أبي عن صالح. ح وحدثنا عبد بن حميد. أخبرنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر. كلاهما عن الزهري، عن عبيدالله، عن أبي هريرة وزيد ابن خالد الجهني، عن النبي صلى الله عليه وسلم. بمثل حديث مالك. والشك في حديثهما جميعا، في بيعها في الثالثة أو الرابعة.

 

{…}

Bana Amru'h-Nâkıd rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kûb b. İbrahim b. Sa'd rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Salih'den rivayet etti. H.

Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer haber verdi. Bu râvilerin ikisi de Zührî'den, o da Ubeydullah'dan, o da Ebû Hureyre ile Zeyd b. Hâlid El-Cühenî'den, onlar da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den Mâlik'in hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır. Her ikisinin hadisinde şek, cariyenin üçüncüde mi yoksa dördüncüde mi satılacağı hususundadır.

 

 

İzah:

Bu rivayetleri Buhâri «Buyu» ve «Muharibin» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile îbni Mâce «Hudûd»da; Nesâî «Recm» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

 

Zina yâ itirafla yahut görerek şehâdet etmekle sübût bulur. Bazıları şer'î cezalarda hâkimin —kendisi biliyorsa— hüküm verebileceğini söylemişlerdir.

 

Başa kakmak, cariyenin aybını yüzüne vurarak onun bütün kusurlarını sayıp dökmekle olur. Bu da ona sözle eziyyet olacağı için menedilmiştir. Hattâbî'ye göre hadîsten murâd: Sâdece suçunu başına kakmakla iktifa etmeyip dayak da vurmaktır.

 

Kıldan yapma bir ip mukabilinde bile olsa satılmasının tavsiye buyurulması zâniye cariyeyi elden çıkarmaya mübâlega sureti ile teşvik içindir. Yâni ne kadar az paraya satılırsa satılsın, elden çıkarıp ondan uzaklaşmaya çalışmalıdır. Zira zina câriye hakkında büyük bir kusurdur. KöIe hakkında ise Hanefîler'e göre âdet edinmemek şartı ile kusur sayılmaz. îmam Mâlik (Rahimehullah) zinayı câriye ve kölenin her ikisi hakkında da kusur saymıştır. İmam Ahmed'le, îshâk'ın ve Ebû Sevr'in mezhepleri de budur. İmam Şâfiî'ye göre fiyatı düşüren her şey kusurdur.

 

Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir: Madem ki zina eden cariyeyi satarak elden çıkarmak, ondan uzaklaşmak lâzımdır; o halde Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun satılmasını neden emir buyurmuştur. Satın alan müslümamn da ondan arınması gerekmez mi?

 

Cevap: ikinci sahibinin heybeti ile yahut iyilikle onu yola getirmesi me'muldür. İhtimâl onu evlendirir de câriye bu suretle namuslanır. Ya­hut bizzat onu iffet sahibi yapmaya çalışır.

 

Görülüyor ki, İbni Şihab (Zührî) cariyenin üçüncü zinadan mı yoksa dördüncüden mi sonra satılacağında tereddüt etmiştir. Fakat Ebû Saîd-i Makburî üçüncüde satılacağını kat'iyetle söylemiştir.